Wednesday, January 6, 2010

İkinci gün

Hala evdeyim; ama ateşim 98.9 F'ye düştü. Bu da normale (98.6) çok yakın olduğu için yarın okula gitmeye karar verdim. Asistanlık yaptığım derse ilk haftasında iki kere giremedim. Yarınki derse gidip cuma günü vereceğim dersi hazırlamam gerekiyor. Ders görsel sistemle ilgili. Türkçe karşılıklarını bilmediğim terimler geçecek bu blogta, lütfen kimse alınmasın. Zamanla, bu terimlerin Türkçelerini öğreneceğim elbette. Bu cuma derste beynimizdeki görmeyle ilgili nöronların nasıl çalıştığını anlatacağım. Lateral inhibition, feature detection, on ve off center nöronlardan bahsedeceğim. Karmaşık geliyor değil mi kulağa? Gerçekten de öyle, ama üniversite öğrencilerine verdiğim için bu dersi, konuyu mümkün olduğunca basit tutmam gerekiyor. Elimde kullanabileceğim power point sunumu var; ama başkalarının hazırladığı malzemeyi kullanmaktan hoşlanmıyorum. Bu yüzden en az bir-iki saatimi ayırıp yarım saatlik bir sunum hazırlayacağım.

Asistanlık yapıyor olmanın dışında da yapmam gereken işler var. Örneğin, elimdeki sinyal tespit teorisi kitabının ikinci ünitesini bitirmem ve iki tane de makale okumam gerekiyor. Tabi bu iki makale, bugün okumam gerekenler. Aslında her gün en az iki makale okuyup, sinyal tespit teorisinin bir ünitesini bitirip, geçen dönem öğrendiğim programlama dili ile yeni deneyim için kullanacağım uyarıcıyı nasıl göstermem gerektiğini test etmem gerekiyor. Şimdilik bütün bu işleri yapmaktan oldukça gerideyim. Asistanlık yapınca önceliğiniz malesef size para getiren işi yapmak oluyor. Patronunuza ve öğrencilerinize karşı sorumluluğunuz, kendinize olan sorumluluğunuzun önüne geçiyor. İnsanlar bu yüzden doktoralarını kolay kolay bitiremiyorlar. Özellikle de benim gibi uykusundan feragat etmek istemeyenlerin işi zor.

Benim sorunum sadece asistanlık yapıyor olmak ve uykuyu sevmek değil elbette. Tembelliklerimle el ele dolaşan duygusal hassaslıklarım var. Kendimi duygusal olarak iyi hissetmiyorsam, yaptığım işe odaklanamıyorum. Bu yüzden koca bir yılım boşa geçti desem yalan olmaz. Önümüzdeki yıl Seattle'dan Cambridge'e taşınacağız eşimin okulu için. Uzaktan uzağa doktora bitirmek çok daha zor olacak. Hele de bir labaratuarda yarı zamanlı bir iş bulamazsam, başka bir iş bulmam gerekecek. Bu da tezimi yazmamı yavaşlatacak. Şimdiden çok kafa yormamaya çalışıyorum bunlara. Daha Eylül'e kadar zamanım var.

Bu arada, bugünki yazımla pek bir ilgisi yok; ama size bir dergi önermek istiyorum. Dergi İngilizce yayımlanıyor. Derginin adı Saudi Aramco World. Evinize bedava yolluyorlar. Saudi Aramco bir petrol şirketi. Bu derginin amacını şöyle anlatıyorlar: "Amacımız, Arap ve Müslüman dünyasının kültürünü, tarihini, coğrafyasını ve onun batıyla olan bağlantısını genişletmek." Yanlış anlaşılmasın, dergi İslam misyonerliği yapmıyor. Gerçekten ilginç bir kültür dergisi. Dergiyle ilgili daha fazla bilgiyi www.saudiaramcoworld.com adresinden edinebilirsiniz.




No comments:

Post a Comment